“Biliyorsunuz çok şiddetli bir süreçten geçiyor ülkemizin işçileri, personel sınıfı. Münasebetiyle bu ağır gündem içerisinde de önemli bir çaba programında aslında tekrar başladığımız bir süreci de içeriyor. KESK ve bağlı sendikalar toplu mukavele sürecine hazırlık kapsamında şimdilik üç ayı kapsayan bir örgütlenme ve meselelerin tespitiyle ilgili bir çalışmayı başlatıyorlar bu Pazartesi’den itibaren.

Biz de bu çalışmanın bir kesimiyiz. Biliyorsunuz ülkemiz uzun vakitten beri derin bir ekonomik krizin pençesinde ve bu ekonomik kriz önemli bir biçimde bilhassa işçi bölümleri giderek yoksullaştıran ve derin bir yoksulluğu dayatan bir süreç ve bu sürecin kısa vadede de çözülebileceğine dair bir belirti de görünmüyor.

İşte Ocak ayında kamu çalışanlarına yüzde 11.54, emeklilere de ortalama yüzde 15 civarında artırım yapıldı. Fakat Ocak ayı enflasyonu 5.5 civarlarında çıktı. Hasebiyle Ocak ayında verilen artırımın bile yarısından fazlasının enflasyonuna eritildiği bir süreç yaşıyoruz.”

“16 MİLYON AÇLIK HUDUDU ALTINDA YAŞIYORUZ”

Emeklileri önemli biçimde yoksullaştıran, fakirleştiren bir süreç var. Hasebiyle buna karşı bir çaba, bütün personel sınıfını tanımlayan sendikaların bir ortaya geleceği bir birleşik uğraşa de gereksinim var. Tahminen de Mayıs ayına gerçek, bizim KESK olarak talebimiz bu.

“NİSAN MAYIS AYLARINDA GENEL GRV YAPILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Bu bir genel grev, genel direniş başlığı altında Nisan-Mayıs aylarında bir büyük aksiyonun de Türkiye’de yapılması gerektiğini düşünüyoruz. İşte bu ülkede 16 milyon işçi açlık sonunun altında bir maaşla yaşamaya mahkûm edilmiş durumda.

Çok önemli bir sorun. 5510 sayılı kanunla 2008 yılından sonra işe giren arkadaşlarımız hem yıl olarak çalışma yılı olarak çok önemli mağdur haldeler hem de şayet bugün 4 yıllık fakülte mezunu, bir kamu çalışanı 30 yıl çalıştıktan sonra emekli olduğunda bugünün sayılarıyla 14-15 bin lira üzere bir emekli maaşına mahkûm olarak yaşamak zorunda. Ağustos ayında toplu mukavele yapılacak.

“GREV OLMADAN SENDİKA OLMAZ DİYORUZ”

Toplu mukavele dediğimiz şey kamu alanında çok derin bir sorun. Biz en başından beri KESK olarak grevli toplu kontratlı bir sendikal uğraşın hakikat olduğunu inanıyoruz. Grev olmadan sendika olmaz diyoruz.

Ama bu kadük sendika yasası ve hükümetin kendisinin kurdurduğu Memur-Sen, Kamu-Sen üzere kontra sendikalarla yapılan toplu mukaveleler çok önemli biçimde kamu çalışanlarının haklarının, bilhassa ekonomik haklarının tırpanlanmasına ve yoksullaşmasına neden oluyor. Bu derin yoksulluğa sebep olanların bu iktidardan gönderilmesiyle de ilgili bir çaba yürütmek durumundayız. Fakir halk kısımlarıyla, işçilerle birlikte bu ülkede emek, demokrasi ve barış gayretini bir ortada yürütmeye kararlıyız.”