Türkiye sofralık zeytinde birinci, zeytinyağında İspanya’dan sonra ikinci!
Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurulu Lideri Mustafa Tan, Türkiye’nin zeytinyağı ve sofralık zeytin üretiminde dünya sıralamasında yükseldiğini belirtip, “475 bin ton zeytinyağı, 750 bin ton sofralık zeytin rekoltesine ulaştık. Bu sayılarla sofralık zeytinde dünya birincisi, zeytinyağında İspanya’nın akabinde ikinci olduk” dedi.
Tan, “Türkiye zeytin ağacının ana vatanı. Bütün dünyaya buradan yayılmış. Bu kıymetli bir öykü bizim için. Fakat yıllar içinde baktığımız vakit dünyada üretimde dördüncü, beşinci düzeylere düşmüşüz. İspanya, İtalya, Yunanistan hatta vakit zaman Tunus önümüze geçiyor. Türkiye’de birinci kurulan konsey olarak amacımız, zeytinyağında ve sofralık zeytinde İspanya’nın akabinde dünya ikincisi olmaktı. 2 yıl evvel bu amaca ulaştık ve İspanya’nın 700 bin tonluk üretiminin akabinde 415 bin ton zeytinyağı üretimi ile dünya ikincisi olduk. Sofralık zeytin üretiminde dünya birinciliğine yükseldik. Geçen yıl tüm dünyada ‘yok yılı’ olarak geçti ve Türkiye’de 185 bin ton zeytinyağı üretildi. Lakin bu yıl tüm vakitlerin rekorunu kırdık. Yapılan saha çalışmaları sonucunda 475 bin ton zeytinyağı, 750 bin ton sofralık zeytin rekoltesine ulaştık. Bu sayılarla sofralık zeytinde dünya birincisi, zeytinyağında İspanya’nın akabinde ikinci olduk. Çıtamızı çok yükselttik” diye konuştu.
‘YENİ ÜSTÜN YERLİ ÇEŞİTLER ÜRETMEK MÜMKÜN’
Türkiye’de zeytin ağacı varlığının artırılması için uygun şartların bulunduğuna dikkati çeken Tan, “Yerli çeşitlerimiz kusursuz ve her şeye uyumlu. Bütün dünyaya buradan yayıldıkları için klonları var ve bu klonlar üzerinde bilimsel çalışmalar yaparak yeni üstün yerli çeşitler üretmek mümkün. Türkiye’ye dışarıdan öbür çeşitlerin adapte edilmesi yahut üretilmesi yerine yerli çeşitlere yönelmek çok daha önemli” dedi.
FİYATLARDAKİ DÜŞÜŞE TEPKİ
Zeytinyağı fiyatlarının global piyasalarda belirlendiğini vurgulayan UZZK Yönetim Kurulu Lideri Mustafa Tan, “Fiyatların en fazla temel alındığı ülkeler; İspanya, İtalya ve Yunanistan. Halbuki dünya ikincisi olmuş bir ülkeyiz ve fiyatlarda da kelam sahibi olmamız gerekiyor. Dönem başında yapılan rekolte varsayımları sonrası milletlerarası bir firma, ‘Bu yıl zeytinyağı fiyatları arz fazlalığı ve tüketimdeki düşüşler nedeniyle en az yüzde 50 düşecek’ açıklamasında bulundu. Bu çeşit açıklamalar piyasaya baskı yaparak üretici fiyatlarını düşürmeye yönelik. Fiyat piyasada olur, arz ile talebin buluştuğu yerde olur. Geçen yıl yaklaşık 10 avro olan zeytinyağı fiyatı, global manada 3,5 avroya kadar geriledi. İspanya’daki üreticiler bile bu duruma reaksiyon gösterdi. Üretimle ilgili ve hasat maliyetini hesapladığınız vakit 200-250 liraya kadar zeytinyağının maliyeti çıkıyor. Bu duruma bölüm penceresinden ve ülke penceresinden bakmak lazım. Üretici, maliyetin üzerinde daha değerliye satmak ister, tüketici iktisat nedeniyle daha ucuza almak ister, tüccarsa çok daha ucuza almak ister ki daha fazla kazansın. Lakin burada ülke penceresinden bakmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘MADE IN TURKEY’ VURGUSU
Tan, “‘Made in Turkey-Türk malı’ markalarıyla ambalajlı ihracatımızı teşvik edici tedbirler almamız lazım. İhracat kaçınılmaz, katma kıymeti yüksek ancak onların istediği üzere ucuz satarsak. Bugün İtalya ve İspanya; Türkiye ve Tunus’tan ucuz yağ almak istiyor. Bize 3’üncü ülke görüyor. Zaten Avrupa Birliği dışı ülkeleriz ancak kendimizi üretimde, kalitede ispatladık. Neden fiyatlarımızı belirlemiyoruz? Türkiye 85 milyon nüfusla büyük bir dev. Yalnızca İstanbul, küçük-orta büyüklükte bir Avrupa ülkesinden büyük. İtalya’dan, İspanya’dan araştırma yapan dostlarımıza da söylüyoruz, ‘Bakın artık ucuz devranı bitti. Türkiye’deki üreticinin hakkını vereceksiniz. O biçimde ithalat yapabilirsin. Yoksa öteki alternatiflere yöneliriz.’ Türkiye bu manada muhtaç değil. Türk zeytinciliği büyük bir ivme içinde. Fakat son 2 yılda yüksek fiyatların olması, bu yılda bilakis yarı yarıya fiyatların düşmesi üreticinin ve üretiminin şevkini kırar” dedi.
‘ÖNEMİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR’
Zeytinyağının çağın en bedelli besinlerinden biri olduğunu vurgulayan Tan, “Zeytin ve zeytinyağı çağımızın en pahalı meyvesi, meyve suyu. Hem sıhhat hem lezzet üzerindeki tesirleri artık ortaya çıktı. Sıhhat ve lezzet açısından ehemmiyeti her geçen gün artıyor. Daha evvel margarin, ayçiçeği, kanola ve mısırözü üzere yağlara yönelme varken artık zeytinyağı hak ettiği yere geliyor” diye konuştu.
