Şap alarmının ardından et tüketiminde risk var mı? Tarım Bakanlığı’ndan yeni açıklama
Geçtiğimiz günlerde, Tarım ve Orman Bakanlığı Besin ve Kontrol Genel Müdürlüğü, 81 ilin tarım ve orman vilayet müdürlüklerine ivedi kodlu bir yazı göndermiş ve ülke genelinde hayvan pazarlarının ikinci bir emre kadar kapatıldığını açıklamıştı. Genel müdürlük tarafından vilayet müdürlüklerine gönderilen yazıda, Kurban Bayramı sebebiyle ülke genelinde hayvan hareketlerinde ağır bir sirkülasyon olduğu ve salgın niteliği taşıyan hastalıklardan biri olan şap hastalığında artış yaşandığını açıklamıştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, şap hastalığına nedeniyle hayvan pazarlarının kapatılmasına ait yaptığı açıklamada, “Tarım ve Orman Bakanlığı olarak hayvan sağlığını tehdit eden her türlü hastalıkla çaba kapsamında ülke genelinde daima ve titizlikle izleme faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Bu hastalıklardan biri olan şap hastalığı ile ilgili de mevcut serotipe karşı geliştirdiğimiz aşılar, ağır aşılama kampanyaları ve aldığımız önlemler sonucunda; 2024 yılında bir evvelki yıla nazaran, hastalık oranında yüzde 80 düşüş sağlanmıştır. Kurban Bayramı öncesi ve sırasında da hayvan hareketleriyle ilgili yeni uygulamalar devreye alınmıştır” sözlerine yer verdi.
“AŞILAMA TEK BAŞINA KÂFİ DEĞİLDİR”
Yakın vakitte şap hastalığının yeni bir serotipi (SAT1) tespit edildiği belirtilerek, “Bakanlığımızın ilgili üniteleri tarafından bu serotipe karşı tesirli bir aşı süratle geliştirilmiş ve alanda uygulanmaya başlanmıştır. Kurban Bayramı sonrası artan hayvan hareketleri sebebi ile yeni serotip olan SAT1 hastalık mihraklarında artış gözlemlenmiştir. Bakanlığımız buna rağmen aşılama faaliyetlerini ağırlaştırmıştır. Fakat, aşılama tek başına hastalıkla çabada kâfi değildir. Hastalığın yayılımının engellenmesinde en tesirli tekniklerden bir başkası olan hayvan hareketlerinin durdurulması hayvan hastalıklarıyla gayrette dünya genelinde de sıklıkla başvurulan standart bir önlemdir. Yapılan bilimsel değerlendirmeler, bilhassa hayvan satış yerlerinde hayvanların direkt temasıyla bulaş riskinin hayli yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.” tabirleri kullanılan açıklamada, “Ayrıca, yetiştiriciler, celepler ve hayvan tüccarları aracılığıyla gerçekleşen dolaylı temaslar ile hayvan ticareti için yapılan köy ziyaretleri, hastalığın kısa müddette farklı bölgelere yayılmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle, hastalık mihraklarında uygulanan hayvan hareketi kısıtlamaları, sadece lokal değil, ulusal hayvan sıhhati açısından da büyük ehemmiyet taşımaktadır. Alınan tüm tedbirlerin hedefi, hem hayvan sıhhatini korumak hem de hastalığın yayılımını en kısa müddette durdurmaktır” denildi.
KIRMIZI ETTE RİSK VAR MI? BAKANLIK AÇIKLADI
Açıklamada, “Kamuoyunun bilmesini isteriz ki, alınan bu tedbirler ülkemizin besin arz güvenliğini hiçbir formda tehdit etmemekte, et ve süt eserleri başta olmak üzere hayvansal besin temininde rastgele bir aksama beklenmemektedir. Mevcut stoklarımız ve üretim altyapımız bu süreci karşılayacak seviyededir. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak süreci tüm ayrıntılarıyla yakından takip etmekte, veteriner sıhhat çalışanımız ve saha takımlarımızla 7/24 misyon başında bulunmaktayız. Tüm paydaşlarımızla iş birliği içinde, hayvan sıhhatine ve halk sıhhatine yönelik tehditleri bertaraf etmeye kararlıyız.” tabirleri kullanılırken “Şap hastalığı zoonoz karakterde bir hastalık olmayıp insanlara bulaşması kelam konusu değildir. Kırmızı et tüketiminde rastgele bir risk bulunmamakta olup inançla tüketilebilir. Bu süreçte vatandaşlarımızdan ricamız, resmi makamlarca yapılacak bilgilendirme ve yönlendirmeleri dikkate almalarıdır. Ülkemiz hayvancılığına gösterdikleri duyarlılık ve iş birliği için tüm üreticilerimize ve vatandaşlarımıza teşekkür ederiz” denildi.
