İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı İzmir’de başlayan hareketlere katıldığı için gözaltına alınarak tutuklanan E. Eral’ın annesi Devrican Eral, yaşananlara isyan etti.

İmamoğlu’nun diplomasının iptal edimesi, akabinde gelen gözatlılar ve tutuklamalara karşı reaksiyonlar sürüyor. İBB’ye yönelik operasyonun dardından Saraçhane başta olmak üzere ülkenin pek çok kentinde milyonlarca yurttaş sokağa çıkarak yaşananlara reaksiyon gösterdi.

Eylemler dört bir yanda sürerken polislerin sert müdahalesi de reaksiyon çekmişti. Aksiyonlara katıldığı gerekçesiyle binlerce genç gözaltına alınırken, yüzlercesi hakkında tutuklama kararları çıktı.

İzmir’de de 19 genç gözaltına alınmalarının akabinde tutuklanarak cezaevine gönderildi. Uzun mühlet çocuklarında haber alamayan ailelerin kaygılı bekleyişi baram sonrası çocuklarını görmeleriyle birlikte bir nebze olsun dindi.

EYLEMCİ TUTUKLU, SALDIRGAN SERBEST

Eylemlerde gözaltına alınıp tutuklanarak cezaevine gönderilen E. Eral’ın annesi Devrican Eral, yaşadıkları süreci ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

Oğlunu dokuz gün boyunca göremediğini belirten Eral, İzmir’de cumratesi günü bir yeri kurşunlayan saldırganların, pazar günü özgür bırakıldığını aktararak, “Ben bunu anlamıyorum” diye isyan etti.

“‘BEN ALDILAR’ DİYE ARADI”

Oğlunun gözaltına alınma süreci ve sonrasında yaşananları anlatan anne Eral, “Ben pazarcıyım. O gece Bostanlı’ya gittik, eşyayı indirdik. Oğlum da ‘Arkadaşlarımla gideceğim diyerek gitti. Saat 3’te babasını “Beni aldılar” diye aramış. Aksiyonlardan ötürü gözaltına almışlar. O andan itibaren kendisiyle hiç görüşemedik, yalnızca avukatlar aracılığıyla bilgi alabildik. Eşim sonraki gün baroya giderek avukatlarla görüştü. Lakin o süreçte bize hiçbir bilgi verilmedi. TOMA’nın sıktığı sularla olan kıyafetleriyleydi. Cuma günü mahkemeye çıkarıldılar. Rutubet kokuyormuş çocukların üstü başı. Alsancak’ta gözaltına alındı oğlum. Salı günü gözaltına alındı. Cuma günü mahkeme. O güne kadar hiçbir formda haber alamıyorsun, görüşemiyorsun. Lakin avukatlar aracılığıyla. Mahkeme günü de görüşemedim zaten” diye konuştu.

“BİZDEN MADDİ YA DA MANEVİ HİÇBİR ŞEY ALAMADI”

Oğlundan günler boyunca haber alamadığını söyleyen anne Eral, görüşemedikleri müddet boyunca çocuklarının gereksinimlerinin da karşılanmadığını söyledi. “Dokuz gün boyunca oğlumu hiç göremedim. Lakin avukat aracılığıyla haber alabildik” diyen Eral, çocuğuna kıyafet ya da para veremediklerini gereksinimlerini karşılayamadıklarını anlattı.

Anne Eral “Bizden maddi ya da manevi hiçbir şey alınmadı” dedi.

“BU ÇOCUKLAR CİNAYET Mİ İŞLEDİ?”

Oğlunun ve tutuklanan gençlerin yalnızca protesto hakkını kullandıklarına dikkat çeken Eral, şunları söyledi:

“Mahkeme sonucunda tutuklu yargılanmasına karar verildi. Avukatların söylediğine nazaran gayri ihtiyari sen, ben sokakta bunu yapsak hiçbir biçimde yatar kabahat değilmiş. Tutuklu yargılanılacak bir kabahat değilmiş. Bir örnek vereyim. Oğlum salı gün yakalandı. O günden evvelki cumartesi günü, arkadaşın çocuğu bir yere silahlı hücum yapıyor: Cumartesi bunu yapıyor ve pazar günü çıkıyor. Silahlı hücum, insanın canına kast ediyor. Ben bunu anlamıyorum. Ben polise zorbalık kullanılmasını onaylamıyorum. Ancak bu çocuklar cinayet mi işledi?”

“5 POLİS ÜZERİME ÇULLANDI, BİRİ YUMRUK BİRİ TEKME ATIYOR”

Günlerce oğlunu göremeyen anne Eral lakin bayram sonrası görüşe gidebildi. Oğlunun kimseye ziyan vermediğini söyleyen Eral, “Bir şey yap ya da yapma hiçbir şey fark etmiyor şu anda” diye konuştu.

Anne Eral, oğlunun nasıl gözaltına alındığını, neler yaşadığını sorduğunda ise aldığı karşılığı şöyle aktardı:

“Arkadan saldırmışlar. Darp olarak ‘Bir alırken dövdüler’ dedi. İçeride bir şey yapılmamış çok şükür. ‘5 polis üzerime çullandı, biri yumruk biri tekme atıyor’ dedi. O olmuş darp olarak. Bu yaşananlar ne gurur verici ne de kabul edilebilir. Şunu anlatmak istiyorum: Bir birey olarak benim hareket yapma, protesto etme hakkım var. Yalnızca ‘Bunu elimden alamazsın’ diyorum. Zorbalığa karşıyım. Fakat benim protesto etmek üzere bir hakkım var. Sen bu hakkı elimden alamazsın. Lakin sen diyorsun ki ‘Kimse sesini çıkarmasın, otursun aşağıya. Ne ise ona razı gelin.’ Fakat ben sesimi duyurmaya çalışıyorum. Karşıt bir şey varsa oğlumun çıkıp sesini duyurması taraftarıyım. Sadece oğlum için değil. Bizlere bakmayın. Bizler kıpırdayamıyoruz. Gırtlağa kadar borç herkeste. Beşerler hiçbir şey yapamıyor. Bizim bir hafta çalışmamamız bizi 2 ay geri atıyor”

“ADİLLİK İSTİYORUM”

Oğlunun tutukluluk halinin sonlandırılması için gerekli itirazların yapıldığını belirten Eral, adalet daveti yaparak şunları söyledi: