Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Siyasetler Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürü Uğur Pırlak, ıslah çalışmalarına ait bilgiler aktardı.

Son yıllarda altyapı yatırımları yaparak Ar-Ge kompleksi, doku kültürü, ıslah genetiği, patates hastalıkları laboratuvarı ve seralar üzerinde çalıştıklarını kaydeden Pırlak, “2005 yılından beri yürüttüğümüz ıslah çalışmaları sonucunda 10 adet yerli ve ulusal patates çeşidini ülke tarımına kazandırdık. Enstitümüz, geliştirdiği çeşitlerden 8 adedini de ülkemizde bir birinci olarak özel bölüme devretti. Özel bölüme devredilen yerli ve ulusal çeşitlerin en yakın vakitte üreticilere ulaşması için orta vermeden ileri kademede tohumluk üretimleri ve sertifikasyon süreçlerini yürütüyoruz. Enstitümüz, halihazırda ıslah ettiği ve tescil ettirdiği yerli ve ulusal çeşitleri ile geliştirme etabında olan yerli ve ulusal çeşitlerinin harika seçkin kademedeki tohumluk üretimlerini çağdaş kurallarda ve en verimli halde devam etmektedir. Geliştirmiş olduğu yerli ve ulusal çeşitlerinin ve çeşit adaylarının ileri kademedeki küçük yumru üretimlerini havada yani aeroponik sistemle ve suda yani hidroponik sistemle yapmaktadır” dedi.

AEROPONİK VE HİDROPONİK TEKNOLOJİLERİ

Aeroponik ve hidroponik yollar hakkında bilgi veren Pırlak, “Enstitümüz doku kültürü laboratuvarında üretilen viral, bakteriyel ve fungal etmenlere karşı pak bir başlangıç malzemesi olan in-vitro bitkiler üretilmekte ve bu bitkilerin kökleri karanlık ve etrafı kapalı bir koruma içine alınmakta, yeşil aksamı ise korumanın üst kısmında gelecek biçimde yerleştirilmektedir. Bu sistemde kökler karanlık ve kapalı bir ortamda asılı halde durur ve muhakkak aralıklarla köklere bitkinin tüm gereksinimini karşılayan bir besin çözeltisi makul aralıklarla püskürtülmektedir. Bu metot ile bitki başına yaklaşık 100-150 küçük yumru üretimi sağlanmaktadır. Suda dediğimiz hidroponik sistemde ise yeniden enstitümüz doku kültürü laboratuvarında üretilen in-vitro bitkiler, etrafı kapalı ve içinde besin çözeltisinin dolaştığı bir sisteme yerleştirilmektedir. Bu sistemde de bitkinin yeşil aksamı üst kısımda kökleri ise suyun içinde kalacak biçimde yerleştirilmektedir. Bu sistem ile bitki başına yaklaşık 50-60 küçük yumru üretilmektedir. Her iki üretim sisteminde de denetimli bir biyolojik ve kimyasal denetim sağlanabilmekte, bilhassa viral, bakteriyel ve fungal etmenlere karşı pak bir küçük yumru üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu sistemlerin öteki bir avantajı ise gübre, su ve ilaç üzere girdi kullanımlarında daha optimum ekonomik ve etrafa hassas olmasıdır” diye konuştu.

‘2 MİLYON YUMRU KAPASİTELİ’

Üretim kapasitesinden de bahseden Pırlak şöyle devam etti:

“Ülkemizde patates konusunda kamudaki en kapsamlı Ar-Ge merkezi olan Enstitü Müdürlüğü’müzde küçük yumru üretim kapasitemizi, bakanlığımız imkanları ile 2 milyon yumru olacak biçimde geliştirdik ve faaliyete geçirdik. Yaptığı projelerle, gerçekleştirdiği çalışmalarla her vakit patates kesimine rol model olan enstitümüz, patates tohumluğu ile ilgili faaliyet gösteren özel bölüm firmalarından talep olması durumunda, kesim için küçük yumru üretimi gerçekleştirmeye hazırdır. Enstitümüz geliştirdiği yerli ve ulusal tüm çeşitleri ile ülkemiz patates tarımının geleceği ve sürdürülebilirliğine ve münasebetiyle ülkemiz iktisadına büyük katkı sağlayacak yatırımlar gerçekleştirerek, ülkemizin patates tohumluğu muhtaçlığının büsbütün yerli imkanlarla karşılanması noktasında AR-GE ve üretim faaliyetlerine aralıksız devam etmektedir. Tüm patates üreticilerimize sertifikalı, düzgün kalitede ve yüksek verimli tohumluklar için var gücümüzle çalışıyoruz.”