İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan aksiyonlarda yüzlerce üniversite öğrencisi genç gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Gençlerin gözaltına alınma ve tutuklanma sürecinde azap gördüklerine dair tezler ortaya atıldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı işkence iddialarını yalanlarken gençlerin bu süreçte takibini yapan isimlerden CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Gençlerin gözlerinin bedenlerinin mosmor olduğunu görüp fotoğrafını çektik. Bunları tutanak altına aldık. Birtakım genç bayanların bacak ortalarına tekme atıldığı için vajinal bölgesinde kanamalar oluşmuş” diyerek azap argümanlarını kayıt altına aldırmıştı.

“GÖRDÜKLERİME DAYANAMAYIP AĞLADIM”

Sezgin Tanrıkulu, TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada azap argümanlarını bir sefer daha aktardı.

Bu defa gözaltı ve tutuklama süreçlerinde yaşadıklarını gençlerin ağzından aktaran Tanrıkulu, kan donduran o sözleri açıkladı.

Çağlayan Adliyesi’nde şahit olduklarına dayanamayıp ağladığını tabir eden Sezgin Tanrıkulu, “Adliyeye getirilen gençlerle 3 gün boyunca birlikteydim ve o tabloyu görünce gerimi döndüm bir duvara uzaklaştım ve ağladım” dedi.

MECLİS KÜRSÜSÜNDEN İŞKENCEYİ HAYKIRDI

Tanrıkulu’nun aktardıklarına nazaran; saçından çekilerek yerde sürüklenen genç bayan bir de cinsel tacize uğradı. Erkek polis tarafından tacize uğradığını anlatan genç şunları söyledi:

‘Saçımdan çekildim. Yerde sürüklendim. Kelepçe takmaya götürülürken -seni dövmeyeceğim tamam- deyip ambulansın gerisine götürdü. Sakallı, bıyıklı, renkli gözlü ve uzun uzunluklu 1.85, 1.95, 1.90 uzunluklarında olan erkek polis senin göğüslerin mi var? diyerek göğüslerime dokundu. Ben de o esnada altıma kaçırdım.’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un ‘İşkence yoktur. Söyleyenler vatan hainidir.’ kelamlarını hatırlatan Tanrıkulu, “Bu kelamın bittiği yerdir. Biraz utanma olsa, biraz vicdan olsa Adalet Bakanı ‘Böyle bir şey yoktur.’ demez, İçişleri Bakanı ‘Böyle bir şey yoktur.’ demez. En azından kuşkuyla bakar.” dedi.

“Sıkı idarede bile kapısını çaldığımız savcılar vardı. Artık savcının katibiyle bile görüşemiyorsunuz” diyen Tanrıkulu, “Lanet olsun, azap yapana da, izini verene de lanet olsun.” diyerek iktidara yüklendi.