İzmir’de deprem toplanma alanları incelendi: Yürüme mesafesinde olması önemli

Burada temel gayenin bir zelzele anında ve sonrasında kent sakinlerinin zelzele toplanma alanlarına rahatlıkla erişebilmesini sağlamak olduğunu belirten Koray Velibeyoğlu şöyle konuştu:

“İstanbul da dâhil pek çok yerde kâfi sarsıntı toplanma alanlarının olduğunu görüyoruz. Bunda büyük bir sorun yok. Asıl sorun mekânsal olarak yani ilçeler, mahalleler, kentler bazında bu alanların eşitsiz dağılımı. Zira bir sarsıntı, bir kriz anında rahatlıkla yürüme aralığında sarsıntı toplanma alanına erişebilmek gerekiyor

‘ÖNEMLİ OLAN AÇIK ALAN OLMASI’

Körfez ve etrafı vakit içerisinde büyük bir nüfusu barındırır duruma geldi. Yüksek zelzele riski bulunan alanlarda nüfus yığılmış durumda. 4 buçuk milyonun 1 buçuk milyonu ise daha çeper ve kırsal alanlarda. Kırsalda, çeperlerde daha rahat sarsıntı toplanma alanları ve açık alanlar var. Bu alanların zelzele toplanma alanı olarak belirlenmesi çok da kural değil. Kıymetli olan açık alan olması

Deprem toplanma alanları acil durumlarda ulaştığımız yerler. Temel olan kentte geniş, çok sayıda, birbiri ile kontaklı ve kolay erişilebilir açık alanlar oluşturulması. Bunlar küçük mahalle parkı, çocuk oyun alanları, kent parkları olabilir. Atıl alanların tekrar hayata döndürülmesi, az kullanılan alanların verimli hale getirilerek, eldeki stokun güzelleştirilmesi tarafında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önemli çalışmaları var. Kültürpark, Hasanağa Bahçesi, İnciraltı Kent Ormanı’ndaki yenileme çalışmaları bu nedenle kritik ehemmiyete sahip. Bunlara yenilerinin eklenmesi de çok kıymetli. Yaya olarak, bisiklet yahut toplu taşıma araçları ile bu bölgelerin ortalarındaki münasebetin güçlendirilmesi de anahtar rol oynuyor

‘HEM ZELZELEYE GÜÇLÜ HEM YAŞANABİLİR ALANLAR’

Önemli olan sarsıntı olmadan evvel yapılacak çalışmalar. İzmir Büyükşehir Belediyesi bunun için çok farklı alanlarda, çok istikametli çalışmalarını sürdürüyor. Kentin nazım imar planları revize ediliyor. Toplumsal konut atakları yapılıyor. Kentsel dönüşüm çalışmaları yapılıyor. Yalnızca sarsıntı riskine yönelik olarak çalışamayız. Temel maksadımız hem sarsıntıya güçlü hem de yaşanılabilir alanlar yaratmak olmalı. Bu ön şart. Yapacağımız planlama ve dönüşüm çalışmalarının temelinde, insanların daha yeterli ve inançlı etraflarda nasıl yaşayacağına yönelik stratejiler ortaya koymak.”