Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, gece saatlerinde gözaltına alındı. Pehlivan, isimli denetim kaidesiyle hür bırakılmasının akabinde toplumsal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı.

Pehlivan, 00:30 sıralarında İmamoğlu’nun ikameti önünde gözaltına alındığını belirterek, sürecin sırf hukuksal değil, birebir vakitte adalet arayışının bir kesimi olduğunu tabir etti.

“Avukatlık sırf bir meslek değil, birebir vakitte bir direniş biçimidir. Hukukun zorlandığı her yerde vicdanın ve adaletin sesi olmak zorundayız.” diyen Pehlivan, İmamoğlu’nun tutuklanmasının toplum iradesine yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.

Sosyal medya üzerinden açıklama yapan Pehlivan şunları belirtti:

“Dün gece saat 00:30 sıralarında müvekkilim Ekrem İmamoğlu’nun ikameti önünde gözaltına alındım. Bildiğiniz üzere bugün isimli denetim koşuluyla hür bırakıldım.

İçinde olduğumuz bu süreçte avukatlık, sırf bir meslek değil tıpkı vakitte bir direniş biçimidir. Bizler, hukukun yalnızca uygulayıcısı değil; onun zorlandığı, ihlal edildiği her yerde vicdanın ve adaletin sesi olma sorumluluğunu taşırız.

Sayın Ekrem İmamoğlu’nun da hukuka karşıt biçimde tutuklanması, sadece şahsa yönelik bir adım değildi; toplumun iradesine, savunma hakkına ve hukukun kendisine yöneltilmiş bir tehditti. Bu süreçte, avukat olarak susmak, yalnızca kendimize değil, adalet arayan herkese ihanet olurdu.

“AVUKATIN SUSTURULMASI TOPLUMU ADALETTEN YOKSUN BIRAKMAK MANASINA GELİR”

Baskının arttığı, söz özgürlüğünün daraldığı, yargının siyasallaştığı devirlerde avukatlık, geleneği gereği bir cüret mesleğine dönüşür. Zira bu mesleğin özü, endişeye karşın konuşabilmek, yalnız da kalsa hakikatin yanında durabilmektir. Bu şartlarda, avukatın susturulması; yalnızca kişiyi değil, toplumu adaletten yoksun bırakmak manasına gelir. O yüzden bugün, bu baskıya karşı direnmek, bizim mesleksel misyonumuzdur.

Avukatlık geleneği sadece mahkeme salonlarında değil; her yerde, tutanak ortalarında, susturulmak istenen her kelamda şekillenir. Susarak değil, direnerek, dayanışarak ve hakikati ısrarla söyleyerek büyür. Israrla hakikati söylemeye devam edeceğim!

Benim için Sayın İmamoğlu hakkındaki soruşturmalar yalnızca hukuksal bir evrak değil; tarihe düşülen nottur. Zira kaygı ikliminde avukatlık, bir tercih değil, bir sorumluluktur. Ve biz bu sorumluluğu, “savunma susmaz” diyerek taşıyoruz. Taşımaya devam edeceğiz!

Bu vesileyle dayanışma gösteren herkese teşekkürü bir borç bilirim. Hürmetlerimle.“