İstanbul’un Belgrad Ormanı’nda yürüyüşe çıktıktan sonra kaybolan Ece Gürel, günlerce güçlü kaidelerle çaba etti. Yapılan arama kurtarma çalışmalarının akabinde donmak üzereyken bulunan Gürel’in, soğuk hava, açlık ve susuzluğa nasıl dayandığı büyük bir merak konusu oldu. Uzmanlar, bu çeşit ekstrem şartlarda hayatta kalmanın yollarını paylaştı.

Medipol Sıhhat Grubu’ndan İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Müslüm Süngü, hayatta kalma sürecinin, kişinin fizikî durumu ve çevresel faktörlere göre değişiklik gösterdiğini tabir etti.
Süngü, insan bedeninin yaklaşık üç gün boyunca susuz kalabileceğini lakin bu müddet sonunda halsizlik, şuur bulanıklığı, organ işlevlerinde bozulmalar ve vücuttaki mineral istikrarının bozulduğunu belirtti. Uzman, bu müddet daha da uzarsa ölüm riskinin arttığını vurguladı.

“YAĞMUR BİRİKİNTİLERİNDEN FAYDALANMIŞ OLABİLİR”

Ormanda hayatta kalma talihinin büyük ölçüde etraftaki su kaynaklarına bağlı olduğunu belirten Süngü, Ece Gürel’in hayatta kalmak için yağmur birikintilerinden faydalanmış olabileceğini söyledi. Geçmişte, 6-8 gün boyunca aç ve susuz kalan bireylerin hayatta kaldığına dair örnekler olduğunu belirten Süngü, lakin bu müddetin uzadıkça sıhhat sorunlarının de arttığını söz etti. Bilhassa 8-10 gün boyunca aç ve susuz kalan bireylerin birçoklarının çoklu organ yetmezliği nedeniyle ağır bakıma alındığını kelamlarına ekledi.

HİPOTERMİ NE VAKİT GERÇEKLEŞİR

Soğuk havanın bedende yaratabileceği olumsuz tesirlere de dikkat çeken Süngü, hipoterminin büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Olağan beden ısısının 37 derece olduğunu, fakat bu sıcaklık 35 derecenin altına düştüğünde hipoterminin başladığını, 32 derecenin altına inilmesi durumunda ise vefat riskinin önemli formda arttığını söz etti. Ece Gürel’in kış mevsiminde, esirgeyici giysiler olmadan ormanda kaldığı için beden ısısının büyük ihtimalle tehlikeli düzeylere düştüğünü söyleyen Süngü, birkaç gün daha bulunamaması durumunda durumun çok daha ağırlaşabileceğini belirtti.

AÇLIK VE SUSUZLUK

Açlık ve susuzluk sürecinde bedenin güç depolarını nasıl kullandığını anlatan Süngü, birinci olarak bedenin glikoz depolarını tüketeceğini, akabinde yağlar ve kaslar güç kaynağı olarak kullanılmaya başlanacağını belirtti. Süngü, açlık müddeti uzadıkça kas ve yağ dokusunun eridiğini, bu süreçte ritim bozuklukları, bilinç kaybı ve vefat riskinin arttığını da vurguladı.