Derbide maymun tartışması: Yok Türk insanına hakaret etmiş yok mahkemeye gideceklermiş
Futbol yalnızca rekabetin değil, üslubun ve temsil ettiği bedellerin de bir sahnesi olmalı.
Bu nedenle Mourinho üzere büyük ismin, sözleri tıpkı bir ustanın fırçasını kullanması üzere dikkatle seçmesi gerekiyor.
Zira futbol, bir sanat ve bir ideolojidir. Bu sanatın içinde coşku kadar hürmet, rekabet kadar nezaket de olmalıdır.
Portekizli hocanın, derbi sonrası Galatasaray yedek kulübesi ve Okan Buruk’a yönelik sarf ettiği “maymun üzere zıpladı” kelamı, bu ideolojiye de, karizmasına da gölge düşürüyor.
Bir anlık öfke yahut kontrolsüzlükle ağızdan çıkan kelamların, tarihte büyük yankılar uyandırdığı çok görülmüştür.
O yüzden keşke özür dilense, keşke yanlış bir sözün gölgesi, iki güzide kulübümüzü birbirine daha da düşman etmese.
Evet, Mourinho’nun bu kelamı beğenilen olmadı. Kesinlikle eleştirilmeli.
Ancak bu kelam üzerinden Galatasaray tarafından koparılan fırtınanın da gerçeklikle bağı yok.
Hele hele Mourinho’nun kelamlarını “ırkçılık” mertebesine çıkarıp, milletlerarası mahkemelere taşımaya kalkmak, bir hak arayışı olmaktan çıkıp, trajikomik bir senaryonun kesimine dönüşüyor.
Bu kelam bir siyahi futbolcuya söylense anlaşılır da, beyaz ırka yönelik bu kelamın ırkçılıkla ne alakası olabilir?
Yok Türk insanına hakaret etmiş.
Yok UEFA’ya gideceklermiş.
Hakaret davası da açacaklarmış.
Daha neler neler.
Galatasaraylı yöneticiler, bunları inanarak söylüyor ve bunlardan bir şey çıkacağı sanıyorlarsa, resmen bir akıl tutulması yaşıyorlar.
Eğer “maymun üzere zıplamak” kelamı hakaretse, “maymun iştahlı olmak”, “üç maymunu oynamak” sözleri de hakaret!.
Keşke iki kadro da lisanları kadar futbollarını konuşturabilseydi de, bu türlü incir kabuğunu doldurmayacak küçük olaylarla gündeme gelmeselerdi.
Galatasaray ve Fenerbahçeli yöneticilerin, teknik adamların ve tribüne oynama eğilimli birtakım sivri lisanlı futbolcularının artık bir aynaya bakma vakti gelmedi mi?
Eğer bakarlarsa aynada gördükleri yüze şu soruyu sormaları gerekiyor.
Gerçekten neyi savunuyoruz, neyin gayretini veriyoruz? Futbolu bir arenaya, kendimizi de birer gladyatöre çevirmek yerine, bu oyunun ruhunu yaşatmaya devam etmek daha gerçek olmaz mı?
Antik Roma’da gladyatörler arenaya çıkarken, seyirciye şöyle seslenirdi.
“Birazdan ölecek olanlar sizleri selamlıyor!”
İki kulübümüz de bu gidişle yalnızca futbolu değil aklı başındaki seyircilerinin forma aşkını da öldürecekler.
Ezeli rekabete yazık oluyor.
