Cem Yiğit Üzümoğlu: Birilerine sanatçı diyorsak onlar da bir zahmet açsınlar ağızlarını
Cem Yiğit Üzümoğlu, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınıp tutuklanmasıyla devam eden süreçte başlatılan 2 Nisan genel tüketim boykotuna dayanak verdiği için gözaltına alınmış, daha sonra yurt dışına çıkış yasağı koşulu ile hür bırakılmıştı.
Yurt dışına çıkış yasağı olduğu için Yunanistan’daki oyununa gidemeyen ünlü oyuncu bu süreçte neler yaşadığını anlattı.
“SANATÇI TARİFİ TÜRKİYE’DE ÇOK GENEL GEÇER”
Sanatçı tarifi hakkında konuşan Üzümoğlu, “Benim için ses çıkartmamak mümkün değil. Değil bir sanatçı olarak, bir vatandaş olarak ses çıkartmamam mümkün değil. Sanatçı tarifi Türkiye’de çok genel geçer. Türkiye’de sanat başlı başına tartışılması gereken bir problem, “sanatçı kimdir?” tartışılması gereken bir problem. Şu anki önceliğimiz o değil biliyorum ama…Eğer birilerine “sanatçı” diyorsak o vakit onlar da bir zahmet açsınlar ağızlarını demiyor değilim.” dedi.
“ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ MUHALİFİM”
Kendisini ses çıkarmaya iten sebepleri anlatan Üzümoğlu, “Kadın cinayetleri, çocuk vefatları, ekonomik badire, öğretmenlerin işsiz kalması, tabiplerin sınırsızca çalıştırılması, sanat yapmak isteyen insanların alan ve maddi imkan bulamaması… Adaletin bu kadar bir kişinin isteğine nazaran kullanılması zati kabul edilebilir bir durum değil. İnsan hakkı ve onuru diye bir şey var. Bu sıkıntılar bana öylesine çarpıyor ki ağzımı açmamak mümkün değil. O yüzden açıyorum. Bir de zati muhalif bir üretim var. Çocukluğumdan beri karşım.” tabirlerini kullandı.
“AKLIMDA ATATÜRK’ÜN ŞIKLIĞI VARDI”
Üzümoğlu, “Bekliyor muydun göz altına alınmayı? Bir tweet vardı gördün mü: “Çok şık giyinmiş, ne yaptı meskende mum ışığında gelmelerini mi bekledi” diye.” sorusuna ise şöyle karşılık verdi:
“Bekliyordum. Öncesinde çok sevdiğim bir tiyatrocu ağabeyimle birlikteydim. Amaçlar onu gösteriyordu. “Abi merak etme senden evvel bana gelirler” dedim. Bir sonraki akşama esasen kapı çaldı. Polisler geldiğinde birinci söylediğim şey “Ben de sizi bekliyordum” oldu. Doğal ki konutta kıyafetlerimle hazır beklemiyordum. Ancak geldiklerini anladığımda “Muhtemelen mahkemeye çıkartırlar beni. O vakit şık giyineyim” dedim. Bir halde aklımda Atatürk’ün şıklığı vardı. O fevkalade bir duruş üzere geliyor bana. Her yerde şık ve nizamlı olma hali. O manada çok yeterli örnek almışım Atatürk’ü. Ekip elbisemi giyip gitmedim fakat o anda “Beyaz bir gömlek giyeyim” dedim.”
“BU TEK BİR KİŞİ SIKINTISI DEĞİL”
Söz söylemeyen sanatkarların boykot edilmesi hakkında da konuşan Üzümoğlu, şöyle dedi:
“Tabii ki yanlışsız ve şu istikametten de gerçek: Burada bir üretici, bir tüketici ve bir tüketim gereci var. Sanatçı ve seyirci ortasında bir ekonomik alaka var. Sen bir şey satıyorsun ve ben de onu alıyorum ya da almıyorum. Almamamın sebebi daha kalitelisini bulmam olabilir. Almamın sebebi tahminen sen ucuz olduğun için olabilir. Almamamın sebebi politik bir sorun de olabilir. “Bu kişinin hayattaki duruşu benim hoşuma gitmiyor ve ben bu kişiyi seyretmekten hoşlanmıyorum” demesinde ne üzere bir sorun var? Bir tüketici bakış açısıyla o kişiyi seyretmemenin gerçek olduğunu düşünüyorum. Bu benim tercihim.
“GECE BİR BUÇUKTA ÇIRILÇIPLAK YATAKTAN UYANDIRILDIĞIM İÇİN KORKUYORUM”
Gözaltından çıktıktan sonra attığı “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” tweetinden bahseden Üzümoğlu, şu tabirlere yer verdi:
” Tarih bizim korktuğumuzu, çekindiğimizi yazmasın. Ortada bir hukuk varsa ve hepimiz o hukuk altında yaşıyorsak, bu hukuku hayatımız kıymetine savunmamız gerektiğini söylemek için yazdım onu. Hedefim asla bir başkan olmak, bir isim olmak değil. Lakin insanlara kaygı salmasınlar istedim. Benim gözaltına alınma haberimi duyup da “Sonrasında sessiz kaldı” demesinler diye. Sanatkara duyulan endişe antik çağdan beri var. Ortaçağda yakılan, idam edilen oyuncular var. Zira tesirlerinin ne kadar kuvvetli olabileceğini biliyorlar. Ben de onun bir örneği oldum. Lakin benden bir örnek yaratmak istiyorlarsa, hayır, tarih bunu yazmasın istedim. Korkmuyoruz, korkmuyoruz.. Evet korkuyoruz bir yandan. Fizyolojik olarak korkuyoruz. Gece bir buçukta çırılçıplak yataktan uyandırıldığım için korkuyorum. Lakin korkmuyorum ulan!”
