İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi karşısındaki salonda görülen duruşmada, kimi tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

Müştekiler ile izleyicilerin de katıldığı duruşmaya, kimi sanıklar bulundukları kentlerden ve cezaevlerinden Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Belgede müşteki olarak yer alan Engin ve Alper Kürşat Polat da avukatıyla birlikte duruşmaya katıldı.

Sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başlayan duruşmada, jandarma takımlarınca ağır güvenlik tedbiri alındı.

Duruşmada, vakit zaman sanıklar ortasında gerginlik yaşandı.

Yaklaşık 7 saat süren kimlik tespiti sürecinin akabinde savunmasını yapan tutuklu sanık Emirhan Boyun, iddianamede bahsedildiği formda 6 Haziran 2022’de silah yakalatmadığını savundu.

Olay günü konutta olduğunu, tutuklu sanık Davet Çançin’in kendisini arayarak “Oğuz ağabeyler yere gitmiş. Bizde gidip onlara sürpriz yapalım” demesi üzerine birlikte yere gittiklerini anlatan Boyun, “Mekanda kapının önünde polisler Berkay Alıcı ve Davet Özüduru’nun motosikletinde silah bulmuş. Biz de onları tanıdığımız için yanlarına gittik. Onlar polis merkezine gidiyordu. Ben de motosikletle gerilerinden gittim. Polis amiri şahit olarak tabirimi aldı. Ben sonra yeniden yere gittim. Üst çıktığımda masalar dağılmıştı. 5 dakika sonra oradan ayrıldık.” sözlerini kullandı.

Tutuklu sanık Oğuz Halıcı, olayın gerçekleştiği yere eğlenmek için gittiğini, burada çalışan yakından tanıdığı bireye “Kardeşlerim gelecek onlara farklı masa kur” dediğini anlattı.

Mekanda çalışan güvenliğin yanına gelerek kulağına kalabalık olduklarını ve biraz daha alkol satın almaları gerektiğini söylediğini aktaran Halıcı, “Ben arkadaşıma bunu söyledim. Onlara farklı masa açarsın, onlar takılır dedim. Güvenlik, bana ‘Hayır, alacaksın. Almazsan seni kovacağım.’ dedi. Ben de artık çıkıyorum. Seni kapıda bekliyorum dedim. Ortadan vakit geçti. Üst çıktım. Güvenliğin çıktığını öğrendim. Göremeyince bir iki masaya vurarak dağıttım. Oturdum. Sonra Davet ve Emirhan geldi. Yerden ayrıldık.” formunda konuştu.

Tutuklu sanık Şahin Yenigülal, olay günü, birlikte yere gittikleri sanık Oğuz Halıcı’yla güvenlik vazifelisi ortasında yaşanan olaydan öbür bir durum olmadığını ileri sürdü.

“BEN BU OLAYDA YALNIZCA MAĞDURUM”

Mahallede onlarla buluştuğunu anlatan sanık Çakır, şunları kaydetti:

“Biz konuşurken birisi koşarak bize hakikat geliyordu. Sokak lambasından Ramazan olduğunu anladık. Ramazan bize ‘Kaçın geliyor.’ dedi. Biz anlamadık. Ramazan koşmaya devam etti. Onu öbür sokağın başında yakalamak için biz de koşmaya başladık. Ramazan ‘Silahlı motosikletli şahıslar beni takip ediyor.’ dedi. Tam o esnada motosiklet sesi duyduk. Ben kendimi bir bahçe katına attım. Silah sesleri geliyordu. Bende silah yoktu. Bir müddet sonra oradan çıktım. Halil’in vurulduğunu gördüm. Kardeşim bana ‘Sen meskene git.’ dedi. Ben de gittim. Sonra arkadaşlarımı hastanede ziyaret ettim. Ben bu olayda yalnızca mağdurum.“

Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarın saat 10.00’a erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 578 sayfalık iddianamede, 136 kişi “müşteki“, 6 kişi, “müşteki-şüpheli” ve ortalarında örgüt elebaşı olarak yer alan sanık Barış Boyun’un da bulunduğu 305 kişi ise “şüpheli” sıfatıyla yer alıyor.

İddianamede, Barış Boyun’un çıkar gayeli silahlı kabahat örgütü kurduğu ve bu örgütün elebaşı olduğu, “örgüt kurma” hatasından hakkında yakalama kararı bulunduğu ve örgüt yöneticilerine hata sürece kastıyla talimatlar verdiği kaydediliyor.

Söz konusu talimatların, yönetici sıfatıyla sanıklar Beratcan Gökdemir, Bahadır Akdağ, Zafer Boyun, Tolga Gültepe ve Bayram Demir aracılığıyla örgüt üyelerine iletildiği belirtilen iddianamede, sanık Barış Boyun’un örgütü bu formülle ayakta tuttuğu aktarılıyor.

İddianamede, örgüt yöneticisi olan sanıkların, Barış Boyun’un ismini kullanarak ve korkutucu gücünden faydalanarak kendilerine bağlı olan örgüt üyeleri üzerinde hakimiyetini pekiştirdiği anlatılıyor.

Örgütün maksadının çok sayıda mağdurdan haksız menfaat sağlamak olduğu belirtilen iddianamede, sanıkların bu cürmü işleyebilmek için kâfi sayıda örgüt üyesi ve araca sahip oldukları tabir ediliyor.

İddianamede, örgüt elebaşı ve yöneticilerinin hedeflerine ulaşabilmek için her türlü aksiyonu gerçekleştirmekten imtina etmedikleri, ülkenin en büyük cürüm örgütü olmak maksadıyla karşılarında duran ve faaliyet gösterdikleri alanda yer alan kişi ve kümelere silahlı taarruzlarda bulunarak öldürdükleri ya da kendi saflarına çektikleri vurgulanıyor.

Rap müzikçisi olarak bilinen sanıklar Muhammed Nedim Doğan ve Doğan Tarda’nın kliplerinde uzun namlulu silahlar ve tabancalara çok sefer yer verdiği aktarılan iddianamede, bunu da örgüt elebaşı Barış Boyun’un talimatıyla yaptığının değerlendirildiği kaydediliyor. İddianamede, müşteki Engin Polat’a yönelik hareketlere de yer veriliyor.

İSTENEN CEZALAR

İddianamede, örgüt elebaşı Barış Boyun’un “suç işlemek hedefiyle silahlı cürüm örgütü kurmak ve yönetmek“, “silahla bedende kemik kırılmasına yahut çıkığına ve ömrünü tehlikeye sokan bir duruma sokacak biçimde yaralama“, “tasarlayarak taammüden öldürmeye teşebbüs“, “4 şahsa karşı taammüden öldürme”, “birden fazla kişi tarafından silahla kişiyi hürriyetinden mahrum kılma“, “kişisel dataları hukuka alışılmamış ele geçirme”, “suç örgütünün korkutucu gücünü kullanarak tehdit“, “mala ziyan verme“, “suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanarak, örgüte fayda sağlamak hedefiyle silahla, birden fazla şahısla yağma ve yağmaya teşebbüs” ve “ateşli silahlar kanununa muhalefet” cürümlerini işlediği savunuluyor.

Sanık Barış Boyun’un bu hatalardan 4 sefer müebbet mahpus ve 165 yıl 10 aydan 349 yıla kadar mahpusla cezalandırılması talep ediliyor.

İddianamede, sanık olarak yer alan rap müzikçileri “Heijan” lakaplı Doğan Tarda, “CAC” lakaplı Şahan Terzioğlu, “BIG” lakaplı Samet Işık ve “Muti” lakaplı Muhammet Nedim Doğan’ın da “suç işlemek emeliyle kurulan örgüte üye olmak” “halkın bir kısmını öteki bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik etmek” ve “ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet” cürümlerinden 19’ar yıldan 33’er yıla kadar mahpusla cezalandırılmaları isteniyor.

Örgüt yöneticileriyle üyelerinin ortalarında olduğu başka 300 sanığın ise misal cürümlerden 13 yıldan 349 yıla değişen müddetlerde mahpusla cezalandırılmaları talep ediliyor.