DEM Parti Van Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan, Halk TV’ye konuştu.

Bahçeli’nin rolünü pahalandıran Buldan, şöyle diyor:

“Öcalan’ın idamını isteyen, elinde iple dolaşan bir insanın sürece sahip çıkması, ‘Bu sürecin ilerleyebilmesi için elimden geleni yapacağım’ demesi çok kıymetli. 1 Ekim itibariyle yaşananların Bahçeli şahsında değerli olduğunu düşünüyorum. Bunu Öcalan da çok değerli buluyor.”

Bahçeli’nin kendisini de aradığını tabir eden Buldan, MHP başkanının “Verdiğiniz emekten ötürü teşekkür ediyorum. Metni sizin okumanızdan büyük bir memnuniyet duydum. Elimden geleni yapacağım” dediğini aktarıyor.

Buldan, Öcalan’a Umut Hakkı tanınması ve tutukluların tahliye edilmesinin rahatlama yaratacağını söylüyor.

Kayyumlar ve HDK soruşturmasının provokasyon olduğunu savunan Buldan, “Öcalan, bu mevzuda çok öfkeli. Kayyum sorununu provokasyon olarak değerlendiriyor” diye konuşuyor.

— Bugün gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence çok değerli bir periyot. Bu periyodu çok güzel kıymetlendirmek gerekiyor. Bu davet 40 yıllık çatışmalı bir sürecin sona ermesi demek. Bundan sonra çocuklarımızın, gençlerimizin hayallerinin yıkılmayacağı, ömürlerini yitirmeyeceği bir periyodun kapılarını açtı. O yüzden herkesin sıkı sıkıya sarılması gereken bir süreç ve herkes elinden geleni yapmalı.

–Bu kademeye bu kadar kısa müddette gelineceğini öngörebilmiş miydiniz? Daha evvel de teşebbüslerde bulundunuz zira.

Tabii 2015 ile bu periyodu birbirinden ayırmak lazım. 2015’te çok daha farklı bölümler karşısındaydı.

–CHP ve MHP karşısındaydı.

Özellikle MHP’yi kastediyorum. Sayın Bahçeli’nin, Öcalan’ın idamını isteyen, elinde iple dolaşan bir insanın sürece sahip çıkması, dayanak vermesi ve “Sürecin ilerleyebilmesi için elimden geleni yapacağım” demesi çok kıymetli. Bizi de aradı sayın Bahçeli.

–Ne zaman aradı?

Açıklamayı yaptığımızın sonraki günü.

–Ne dedi?

Teşekkür etti. “Verdiğiniz emekten ötürü teşekkür ediyorum. Ayrıyeten metni sizin okumanızdan büyük bir memnuniyet duydum” dedi.

–-Ne karşılık verdiniz?

Teşekkür ettim. Daima birlikte sürecin ilerleyebilmesi için birbirimize katkı sunmamız gerektiğini tabir ettim. Elinden geleni yapacağını söyledi. Yalnızca beni değil, Sırrı Süreyya Önder’i, Ahmet Türk’ü ve Tuncer Bakırhan’ı aradı.

–Devlet Bey’in yaklaşımı karşısında şaşırmışsınız anladığım kadarıyla.

Biz şaşkınlığı artık değil, 1 Ekim’de yaşadık. O şaşkınlık yeni değil. 1 Ekim’de tokalaşma, 22 Ekim küme toplantısında yaptığı davet ve bizim kendisini ziyaretimizde söyledikleri… 1 Ekim itibariyle yaşananların sayın Bahçeli şahsında kıymetli olduğunu düşünüyorum. Sürece bu kadar dayanak vermesi değerlidir. Bunu Öcalan da çok değerli buluyor.

–İmralı’da değerlendirmesi olmuş zati değil mi?

Evet, görüşme sırasında, evet. (Öcalan) “Sayın Bahçeli dönüştüyse herkes dönüşür” dedi.

–Siz Bahçeli’nin tavrını nasıl açıklıyorsunuz?

Türkiye’nin geleceği açısından artık herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gereken bir periyot. Ortadoğu’da taşlar tekrar dizayn edilirken, Kürtlerin yıllardır yaşamış olduğu acılar, bedeller… Türk ve Kürtlerin birlikte yaşadığı bir coğrafyada artık buna muhtaçlık vardı. Bence sayın Bahçeli’nin girişimi de biraz bu minvalde.

–Bundan sonra ne olmalı?

Hızlı adımlar atılmalı. Umut Hakkı başta olmak üzere birçok değişikliğin, ıslahatların, paketlerin süratle çıkması gerekiyor. Cezaevlerinde çok sayıda insan haksız ve hukuksuz biçimde kalıyor. Siyasetçiler başta olmak üzere binlerce insan cezaevlerinde. Toplumu rahatlatmak açısından süratle birkaç adımın atılması gerekiyor. Cezaevleri ve Umut Hakkı… Bunlar beşerler üzerinde büyük tesir bırakır, olumlu manada söylüyorum. Bunlar yapılırsa doğal ki devamı gelir, farklı şeyler konuşulur.

–Dağdakilerin durumu?

Onlar da doğal… Lakin entegre etme sıkıntısı bir iki ay içerisinde olacak bir şey değil. Vakitle bunların konuşulup tartışılması gerektiğini söylüyoruz. Olmazsa olmaz diye bakıyoruz. O insanların bir yerde konumlanması, bir yerlere gitmesi gerekiyor. Bununla ilgili hazırlıkların yapılması lazım.

–Kayyum meselesi… Açıklamanızdan bir gün evvel Kağızman’a kayyum atanmıştı.

Evet, bunlar provokasyondur aslında. Bunlara iktidarın dikkat etmesi lazım. Öcalan, bu mevzuda çok öfkeli. Kayyum sorununu provokasyon olarak kıymetlendiriyor. İktidarın bu bahiste daha hassas olması gerektiğini söylüyor, Öcalan. Biz de o denli düşünüyoruz.

–Bir yandan da HDK soruşturması var. 30 insan tutuklandı.

Bunlar bence süreci sabote etmeye çalışan kısımların teşebbüsleri. O yüzden önüne geçmek lazım. Hem soruşturmalar hem tutuklamalar hem kayyumlar…Bunlar sürece ziyan verir. Bir an evvel bu yanlıştan dönülmesi gerekiyor.

–PKK’nın karşılığını nasıl yorumladınız?

Bu da değerli bir karşılık bence. Başından beri onlar Öcalan’ın yanında duracaklarını söz ediyorlardı. Ancak Öcalan’ın şartlarının değişmesi gerektiğini de söz ediyorlar. Bu adımlar atılırsa pürüz yaşanacağını düşünmüyorum.

–Kilit nokta Suriye değil mi?

Suriye alışılmış kıymetli. Başından beri kıymetliydi. Artık de değerli. Bununla ilgili şimdi netleşen şeyler yok açıkçası. Türkiye, nasıl bir tutum tutunur bilmiyoruz fakat Ortadoğu’da Kürtlerin geleceğinin ve Kürtlerle birlikte hareket etmenin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Suriye, bunların başında. Kürtlere sahip çıkmak lazım Suriye’de. Asla Kürtleri yalnız bırakmamak lazım. Türkiye, Kürtlerle birlikte hareket ederse kazanır. Kaybeden Türkiye olmaz.

–Önümüzdeki hafta AK Parti ile Dem Parti heyeti görüşecek diye biliyorum. Ne bekleniyor bu görüşmeden?

Şu an tarih vermeyeyim lakin evet birkaç görüşme yapacağız. Hem iktidarla hem muhalefet partileriyle görüşmemiz olacak ancak şimdi netleşen bir şey yok.

–Sırrı Süreyya Başkan, Öcalan’a atfen bir not okudu. Bu not neden metinde yer almadı?

–Önder’in aktardığı cümleden ne anlamalıyız?

Hızla adımların atılması gerekiyor. Yasal ve tüzel düzenlemelerin bu işin ilerlemesi için olmazsa olmaz bir şey olarak görülmesi gerekiyor. O cümleden bu anlaşılıyor.